Tamamdır, istediğin gibi, Kıyaslasana.com adına, Samsung S8300 UltraTOUCH incelemesini hem çevirip hem de kendi deneyimlerimle harmanlayarak hazırladım. İşte o inceleme:
### Samsung S8300 UltraTOUCH İncelemesi: Dokunmatik Nostalji mi, Yoksa Hala Albenisi Var mı?
Merhaba Kıyaslasana takipçileri! Bugün, bir zamanların gözdesi, dokunmatik telefon furyasının iddialı temsilcilerinden Samsung S8300 UltraTOUCH'ı, ya da diğer adıyla Tocco Ultra'yı mercek altına alıyoruz. Piyasaya çıktığı dönemde üst segmenti kasıp kavuran bu cihaz, acaba günümüz şartlarında hala bir şeyler vadediyor mu? Gelin, yakından bakalım.
Dokunmatik ekranlı telefonların kullanım kolaylığı tartışılmaz. Tabii ki, kullanıcı arayüzü de işin içine girdiğinde bambaşka bir deneyim ortaya çıkıyor. Samsung, o dönemde TouchWiz arayüzüne oldukça fazla yatırım yapmıştı. Acaba bu yatırımın karşılığını verebilmiş miydi?
MWC Fuarının Yıldızlarından: S8300 UltraTOUCH, 2009'daki Mobil Dünya Kongresi'nde (MWC) adeta yıldız gibi parlamıştı. O zamanlar beta sürümünü incelemiş ve etkilenmiştik. Son hali ise daha da göz alıcıydı. Elbette kusursuz değil, ama sunduğu özellikler o dönem için oldukça dikkat çekiciydi.
İsim Karmaşası: Bu telefon, farklı pazarlarda farklı isimlerle anıldı. UltraTOUCH, Tocco Ultra Edition veya sadece S8300... İsmi ne olursa olsun, altında yatan aynı şık dokunmatik kayar kapaklı telefon ve alfanümerik tuş takımıydı.
Tuş Takımı mı, Dokunmatik mi? Kapasitif dokunmatik ekranların ne kadar harika olduğunu defalarca dile getirdik. Ancak uzun mesajlar veya e-postalar yazarken ekrandaki klavyeyi kullanmak bazen tam bir işkenceye dönüşebiliyor. İşte tam bu noktada, alfanümerik tuş takımı devreye giriyor ve hayat kurtarıyor.
Donanım ve Özellikler: Tocco Ultra, 8 megapiksel kamerası, Bluetooth desteği, A-GPS özellikli GPS alıcısı gibi birçok özellikle donatılmıştı. Ancak fiyat etiketi göz önüne alındığında, Wi-Fi desteğinin olmaması büyük bir eksiklikti.
Kutu İçeriği: Cömert sayılabilecek bir kutu içeriğiyle geliyordu. Telefonun yanı sıra şarj aleti, USB kablosu ve PC yazılımı içeren bir CD bulunuyordu. 1 GB'lık microSD kart ise, cihazın fiyatı düşünüldüğünde biraz cimri bir davranış olmuştu. 16 GB'a kadar microSD kart desteği varken, 4 veya 8 GB'lık bir kart daha hoş olabilirdi.
Stereo kulaklıklar ve 3.5 mm jak adaptörü de kutudan çıkıyordu. (Telefon, ses çıkışı için microUSB portunu kullanıyordu). Yüksek kapasiteli bir hafıza kartının yanı sıra, büyük dokunmatik ekranı korumak için bir taşıma kılıfı da düşünülebilirdi.
Tasarım ve Boyutlar: Samsung Tocco Ultra Edition, dokunmatik telefonlar arasında en incesi değildi. Ancak kayar kapaklı yapısı ve alfanümerik tuş takımı düşünüldüğünde, bu kalınlık kabul edilebilir bir durumdu. 110 x 51.5 x 12.7 mm boyutlarındaki telefon, cebe sığacak kadar küçüktü ve 127 gram ağırlığıyla ele sağlam bir his veriyordu.
Şık tasarımıyla hem erkeklere hem de kadınlara hitap ediyordu. Platin Kırmızı (bizim incelediğimiz renk) ve Platin Mavi renk seçenekleriyle piyasaya sürülmüştü. Zamanla farklı renk seçeneklerinin de çıkması bekleniyordu.
Siyah metalik çerçeve ve kaliteli plastik malzeme, telefona sofistike bir görünüm kazandırıyordu.
Ön Panel: Ön paneldeki fonksiyonel öğeler, dokunmatik ekranlı bir telefon için oldukça tipikti. Alt kısımda arama ve sonlandırma tuşları ile bir geri tuşu bulunuyordu. Tuşlar yeterince büyüktü ve kullanımı rahattı.
Üst kısımda ahize, ortam ışığı sensörü ve görüntülü arama kamerası yer alıyordu. Ayrıca, telefonu kulağınıza götürdüğünüzde ekranı kilitleyen bir yakınlık sensörü de mevcuttu.
Telefonun ön panelinin büyük bir bölümünü 2.8 inçlik AMOLED kapasitif dokunmatik ekran kaplıyordu. OLED görüntü kalitesi ve kapasitif dokunmatik ekran (basmaya gerek yok, sadece dokunmanız yeterli), telefonun kullanım deneyimini oldukça iyileştiriyordu. AMOLED ekranın inanılmaz kontrastı, görüntülerin canlı görünmesini sağlıyordu.
Ekranın çizilmeye, yansımaya ve lekelenmeye karşı dayanıklı olduğu iddiaları ise biraz abartılıydı. Doğrudan güneş ışığı altında okunabilirlik, Omnia kadar kötü olmasa da, mükemmel de değildi. Ayrıca ekranın parmak izleriyle dolması da sık karşılaşılan bir durumdu.
Ekranın hassasiyeti mükemmeldi. Tek dezavantajı, ekranı kullanmak için sadece parmak uçlarınızı kullanabilmenizdi. Kapasitif dokunmatik ekranların dezavantajı buydu. Kalem, eldiven veya tırnak gibi nesnelerle kullanılamıyordu. Bu da el yazısı tanıma özelliğinin olmamasına neden oluyordu.
Ekranla ilgili bir diğer sorun ise kullanıcı arayüzünün (UI) biraz yavaş olmasıydı. Dokunmatik ekran çok hassas olsa da, menü geçişleri ve uygulamaların açılması bazen gecikmeli olabiliyordu.
Tuş Takımı: Telefonun kaydırılmasıyla ortaya çıkan tuş takımı oldukça genişti. Tuşlar yeterince büyüktü ve rahat bir yazma deneyimi sunuyordu.
Şubat ayındaki önizleme sürümünde ekranda QWERTY klavye bulunuyordu. Ancak son sürümde bu özellik kaldırılmıştı. Bu da kullanıcıları donanım veya ekrandaki alfanümerik klavyeyi kullanmaya zorluyordu.
Tuş takımının arka aydınlatması güzeldi ve karanlıkta hoş bir görünüm sağlıyordu.
Yan Paneller: Telefonun sol tarafında ses ayar tuşu bulunuyordu. Tuş büyüktü ve kullanımı rahattı.
Sağ tarafta ise kamera tuşu, ekran kilidi tuşu ve microUSB yuvası yer alıyordu. Hafıza kartı yuvası, tozlanmayı önlemek için küçük bir plastik kapakla gizlenmişti.
Telefonun üst kısmı tamamen boştu. Alt kısımda ise sadece mikrofon deliği bulunuyordu.
Arka Panel: Tocco Ultra Edition'ın arka kısmında 8 megapiksel kamera, self-portre aynası ve LED flaş bulunuyordu. (Beta sürümünde çift LED flaş vardı, ancak daha uzun pil ömrü için bu özellikten vazgeçilmişti).
Pil kapağının altında 880 mAh Li-Ion pil, SIM kart ve microSD kart yuvaları yer alıyordu. Pil, 350 saat bekleme ve 4 saat konuşma süresi sunuyordu.
Birçok kullanıcının pil ömründen şikayet etmesi üzerine, kullanım alışkanlıklarımıza ve şarj sürelerine daha fazla dikkat ettik. Sonuçlar, bu kadar büyük bir ekrana sahip bir cihaz için normaldi. Samsung S8300, 1 saat fotoğraf ve video çekimi, 15 dakika galeriye göz atma ve 1 saatlik telefon görüşmesi dahil olmak üzere üç gün boyunca dayandı.
Cihaz, hem microSD hem de microSDHC kartları destekliyordu. 16 GB'lık microSD kartımızı sorunsuz bir şekilde çalıştırdı. Tek sorun, microSD karta ilk erişimin yavaş olmasıydı. Bu işlem birkaç dakika sürebiliyordu.
Arka kapak ince plastikten yapılmıştı ve çıkarmak için bastırıp yukarı doğru kaydırmak gerekiyordu.
Yapı Kalitesi: S8300 UltraTOUCH'ın genel yapı kalitesi oldukça iyiydi. İnceleme süresince herhangi bir gıcırdama veya rahatsız edici bir ses duyulmadı. Kayar mekanizma da sorunsuz ve stabildi.
Tek sorun, pil kapağının kolayca çizilmesiydi. Test ünitemiz bir haftadan kısa sürede sayısız ince çizikle kaplandı.
TouchWiz Arayüzü: Arayüz, Samsung'un TouchWiz arayüzünün en son sürümüydü. Beta sürümünü incelemiştik, ancak birkaç farklılık vardı.
Arayüz genel olarak yavaştı ve kapasitif dokunmatik ekran yeterince hassas olsa da, dokunuşlar bazen algılanmıyordu. Bu da menü ikonlarına basarken bazen tepki alamamanıza veya tepkinin çok geç gelmesine neden oluyordu. Bu durum zaman zaman sinir bozucu olabiliyordu. Yüksek segment bir cihazdan daha fazlasını bekliyorduk. Bu tepkisizlik, genel kullanıcı deneyimini olumsuz etkiliyordu.
Üç ana ekran yerine sadece bir ana ekran vardı. Ancak widget'lar için kullanılabilir alan aynıydı.
Ana ekranın yanı sıra menü ikonlarındaki yeni grafikler dışında arayüzde pek bir değişiklik yoktu. Ekranın alt kısmında üç tuş bulunuyordu: Tuş takımı, telefon rehberi ve ana ekran ile menü arasında geçiş yapmayı sağlayan bir tuş. Menüde bazı animasyonlar ve geçiş efektleri vardı, ancak bunlar özellikle akıcı değildi.
Ana menü, 4 x 3 ikonluk bir ızgara şeklinde görüntüleniyordu. Alt menüler ise numaralı listeler halinde görünüyordu. İsterseniz, tuş takımındaki tuşları kullanarak da seçim yapabiliyordunuz.
Samsung S8300 UltraTOUCH, Pixon gibi basit çoklu görev özelliklerine sahipti. Ancak görev değiştiriciyi başlatmak için özel bir tuşu yoktu. Bunun yerine, kamera tuşunu kamera, görev değiştirici veya ne yapacağınızı seçmenizi sağlayan bir menüyü başlatacak şekilde ayarlayabiliyordunuz.
Widget'lar: Widget, ana ekranda yer alan ve basit ama kullanışlı işlevlere sahip küçük bir uygulamaydı. Örneğin, bir widget iki farklı saat dilimindeki saati gösterirken, diğeri hava durumunu gösteriyordu. Hatta operatör logosu bile bir widget olarak kullanılabiliyordu.
Bazı widget'lar faydalıydı. Örneğin, AccuWeather widget'ı yerel hava durumunu ve iki saat dilimini gösteren bir saat widget'ı. 'Diyete Başla' veya 'Sigarayı Bırak' gibi widget'lar ise 'temiz' kaldığınız günleri sayıyordu.
Bazı widget'lar sadece bir uygulamaya kısayol sağlarken, bazıları da diğer widget'ları ayarlamanıza yardımcı oluyordu. Çevrimdışı (saat) ve çevrimiçi (AccuWeather) widget'ların ayarlarını getiren ve çevrimiçi widget'lar için ağ bağlantılarını ayarlamanıza olanak tanıyan bir widget bulunuyordu. Yeni widget'lar indirmek için de bir widget mevcuttu.
İndirilecek bir widget seçildiğinde, tarayıcı açılıyor ve widget'ın kısa bir açıklaması ve ekran görüntüsü içeren bir sayfaya yönlendiriliyordunuz.
Telefon Rehberi: S8300'ün telefon rehberi, birden fazla alanla birlikte 2000 kişiye kadar kayıt alabiliyordu. Her kişiye bir fotoğraf, hatta isterseniz bir video bile atayabiliyordunuz. Ancak bu resimler sadece arayan kimliği olarak kullanılabiliyordu ve kişi listesinde görünmüyordu. Kişileri telefon hafızasından, SIM kartından veya her ikisinden de görüntüleyebiliyordunuz.
Telefon rehberi oldukça akıllıca tasarlanmıştı. Kişinin adı ve soyadı için alanlar vardı, ancak kişinin adı için ek bir alan da mevcuttu. Bu sayede 'Joseph Plumber' adında bir kişi kaydederken, kişi listesinde sadece 'Joe' olarak görünmesini sağlayabiliyordunuz.
Yinelenen kayıtları önlemek için kullanışlı bir özellik de vardı. Yeni girdiğiniz numara zaten telefon rehberinde kayıtlıysa, telefon bir uyarı gösteriyordu.
S8300'ün telefon rehberi her zamanki gibi bir alfabetik kaydırma sunuyordu. Ancak kaydırmayı sola veya sağa koyma seçeneği de vardı.
Ancak her şey mükemmel değildi. Kişi fotoğrafları listede görünmüyordu. Bu durum biraz yer tasarrufu sağlıyordu, ancak 'Mesaj Gönder' butonu için yeterli alan kalmamıştı. Mesaj göndermek için ya listede 'Mesaj Gönder' butonuna tıklayıp alıcıyı seçmeniz ya da kişinin ayrıntılarını görüntüleyip numarayı seçmeniz gerekiyordu. Bu da telefon rehberinden basit bir SMS göndermek için birkaç tıklama yapmanız gerektiği anlamına geliyordu.
Adına göre bir kişi ararken, alttaki kişi bir dizi düğmenin altında gizleniyordu. Kişiye ulaşamıyorsunuz değil, ama can sıkıcı bir durumdu.
Arama: Arama yapmak için tuş takımını açabilir veya ekrandaki tuş takımını kullanabilirsiniz. Ancak arama özelliği çok iyi düşünülmemişti. Sesli arama yapmak için sanal bir düğme vardı, ancak görüntülü arama yapmak için 'Daha Fazla'ya basmanız gerekiyordu. Oysa sanal düğmenin hemen altında fiziksel bir arama düğmesi vardı.
Yeni olaylar (cevapsız aramalar veya yeni mesajlar) ana ekranda bir widget olarak görünüyordu. Widget'ın farklı olay türleri hakkında sizi bilgilendiren üç sekmesi vardı. Ayrıca cevapsız aramanın veya SMS'in numarasını ve saatini de gösteriyordu.
Daha gösterişli bir arama yöntemi de vardı. Ana ekranda parmağınızı sağa kaydırarak, fotoğrafların yığını olarak gösterilen Fotoğraf Kişilerine ulaşabiliyordunuz.
Her fotoğraftaki her yüz etiketleniyordu ve eğer telefon rehberinde kayıtlıysa, etikete (yüzün etrafındaki beyaz dikdörtgen) tıklayarak sesli veya görüntülü arama başlatma veya mesaj gönderme seçeneklerini içeren bir menü açılıyordu.
Bu, kişileriniz arasında arama yapmanın en hızlı yolu olmayabilir, ancak oldukça etkileyiciydi.
Arama Kalitesi: Samsung S8300, ana işi olan arama yapma konusunda oldukça başarılıydı. Ahize sesini sonuna kadar açtığınızda ses biraz bozuluyordu, ancak daha düşük seviyelerde bu sorun yaşanmıyordu.
Dahili hoparlörü kullanırken mikrofonu size doğru çevirmeye dikkat etmeniz gerekiyordu. Aksi takdirde karşı taraf sizi duymakta zorlanıyordu.
Mesajlaşma: Samsung S8300, tüm yaygın mesaj türlerini destekliyordu. Telefon, SMS, EMS, MMS için ortak bir düzenleyiciye ve e-postalar için ayrı bir düzenleyiciye sahipti.
Beta sürümünde bulunan ekran üzerindeki QWERTY klavye, son sürümde kaldırılmıştı. Bu da kullanıcıları sanal veya gerçek 12 tuşlu klavyeyi kullanmaya zorluyordu.
Sınırlı bir Gmail entegrasyonu vardı. Bu, tarayıcıda gmail.com'u açan bir kısayoldan ibaretti.
Ancak genel e-posta istemcisini de kullanabiliyordunuz. Gmail ayarlarını otomatik olarak algılamadı. Bu nedenle ayarları manuel olarak girmek zorunda kaldık. Ancak bu işlem tamamlandıktan sonra e-postaları yönetmek oldukça kolaydı.
Gönderilen e-posta eki sınırı 5 MB'tı.
Dosya Yöneticisi: Samsung S8300 dosya yöneticisi, telefon hafızasındaki veya hafıza kartındaki dosyaları ve klasörleri görüntüleyebiliyordu. Hatta her ikisini de aynı anda görüntüleyebiliyordunuz.
Farklı dosya türleri (resimler, videolar, sesler) için klasörler vardı ve bu, telefonun hafıza içeriğini sıralamasını sağlıyordu. Ancak bu yapıyı izlemek zorunda değildiniz. Dosyalarınızı istediğiniz yere yerleştirebiliyordunuz ve telefon bu dosyaları sorunsuz bir şekilde işleyebiliyordu.
Dosyaları kopyalayabilir veya taşıyabilirdiniz. Ayrıca yeni klasörler oluşturabilir ve silebilirsiniz (Resimler, Sesler vb. gibi önceden tanımlanmış klasörler hariç).
Birden fazla dosya silerken korunan resimleri, kişi fotoğraflarını vb. silmeyi seçebiliyordunuz. Varsayılan olarak bu seçenekler kapalıydı. Bu sayede yanlışlıkla bir kişi fotoğrafını veya zil sesini silmeniz engelleniyordu.
Dosyalar Bluetooth aracılığıyla da gönderilebiliyordu.
Resim Galerileri: Samsung S8300'de birkaç farklı resim galerisi vardı. Menünün farklı yerlerinden erişilebilen bu galeriler, dokunmatik kullanıma göre optimize edilmişti ve kullanıcı dostuydu. İlki, dosya yöneticisinin bir parçasıydı ve resim içeren herhangi bir klasörü açmak kadar basitti.
Bir resmi görüntülemek için açtıktan sonra, resim listesine dönmek zorunda kalmadan bir sonraki resmi görmek için parmaklarınızı ekranda kaydırabiliyordunuz.
Resim galerisine alternatif olarak PhotoBrowser da vardı. Ana menüde özel bir ikonu vardı ve resimlerinize erişmenin en hızlı yoluydu. Yüze göre sıralama özelliği mevcut değildi.
Galerilerde ayrıca slayt gösterileri ve ivmeölçer tabanlı bir özellik vardı. Telefonu yan çevirerek resimleri tam ekran yatay modda görüntüleyebiliyordunuz. İvmeölçer ayrıca telefonu eğmenize ve resimlerin yana doğru "kaymasına" olanak tanıyordu.
Müzik Çalar: Samsung S8300'ün müzik çaları, M8800 Pixon'dan çok farklı değildi. Sadece bazı ek görsel efektler eklenmişti.
Müzik çalar, parçaları yazara, albüme ve türe göre filtrelemenizi sağlıyordu. Otomatik çalma listeleri (son eklenenler, en çok çalınanlar vb.) de oluşturuluyordu. İsterseniz, kendi özel çalma listelerinizi de oluşturabiliyordunuz. Müzik çalar doğal olarak arka planda çalabiliyordu.
Yeni bir seçenek olan '5.1 ch' düğmesi, etkinleştirildiğinde müzik çaların normal stereo kulaklıklarda 5.1 kanal sesini taklit etmesini sağlıyordu. Bu özellik, stereo olan ses kaynaklarında bile önemli bir etki yaratıyordu. Birkaç ekolayzır ön ayarı da mevcuttu, ancak özel bir ekolayzır ayarlama seçeneği yoktu.
Müzik çalar widget'ı harikaydı. Tek bir dokunuşla uygulamanın tam sürümüne hızlı erişim sağlıyordu. İsterseniz, ana ekrandan da parçaları başlatabilir, durdurabilir ve değiştirebilirsiniz.
Müzik çalar, hızlı ileri sarma ve geri sarma için dokunmatik kullanıma göre optimize edilmişti. Bu da taşınabilir MP3 çalarınızın yerini alabilecek mükemmel bir müzik uygulaması olmasını sağlıyordu.
FM Radyo: Samsung S8300, RDS'li bir FM radyoya sahipti. İstasyon adını bir satırda ve ek bilgileri diğer satırda gösteriyordu. Ayrıca Samsung S8300 radyosu, sezgisel kontrollere sahipti ve Sony Ericsson'ın TrackID'sine benzeyen Find Music adlı entegre bir müzik tanıma özelliği bile vardı.
Radyo yayınlarını kaydetme seçeneği de mevcuttu.
Radyo uygulaması Uygulamalar menüsündeydi, ancak ana ekrandaki Radyo widget'ı daha hızlı erişim sağlıyordu. Widget'a dokunarak radyoyu açabilir veya widget'ın kontrollerini kullanarak radyoyu başlatabilir/durdurabilir veya istasyonu değiştirebilirdiniz. Ancak sadece kayıtlı istasyonlar arasında geçiş yapabiliyordunuz. İstasyon aramak için uygulamayı kullanmanız gerekiyordu.
İstasyonlardan bahsetmişken, istasyonları kaydedebiliyordunuz, ancak istasyonlar sadece frekanslarıyla etiketleniyordu ve istasyonların adını değiştiremiyordunuz. Favori istasyonlarınız için ayrı bir liste vardı.
Video Oynatıcı: Video oynatıcı da dikkate değer bir uygulamaydı. Dokunmatik kullanıma göre optimize edilmiş güzel bir arayüze sahipti. Temel özelliklerin tümü mevcuttu. Video dosyalarını tam ekran yatay modda oynatabiliyor, videoları müzik çalarla aynı şekilde hızlı ileri sarabiliyor ve geri sarabiliyordunuz.
Samsung S8300, VGA veya hatta 720x480 videoları 30 fps'de sorunsuz bir şekilde oynatabiliyordu.
Samsung S8300, DivX ve XviD videoları destekliyordu. Rastgele indirdiğimiz videolardan sadece birinin oynatılması başarısız oldu.
Ses Kalitesi: Samsung telefonlarının ses kalitesi genellikle üst düzeydedir. Ancak S8300 bu kuralın beklenmedik bir istisnasıydı. Bunun microUSB - 3.5 mm adaptörüyle ilgili olduğunu düşünüyoruz.
Samsung S8300, testlerimizde kabul edilebilir olan toplam harmonik distorsiyon dışında neredeyse her okumada kötü performans gösterdi.
Frekans yanıtı grafiği, telefonun tiz seslerini kestiğini gösteriyor.
Gürültü seviyesi, dinamik aralık ve stereo karışma sonuçları da testlerde elde ettiğimiz ortalamanın çok altındaydı.
Kamera: Samsung S8300, Samsung M8800 Pixon ile aynı kamera modülünü kullanıyor. Ancak geliştirilmiş görüntü işleme algoritması sayesinde daha iyi sonuçlar elde ettik.
Samsung S8300, maksimum 3264 x 2448 piksel çözünürlükte fotoğraf çekebiliyordu. S8300 tarafından kaydedilen videolar, 720p HD kaydı yapabilen Samsung i8910'a kıyasla D1 (720x480 piksel) çözünürlükte 30 fps'ye kadar çıkabiliyordu.
Kamera ayrıca Samsung'a özel geniş dinamik aralık seçeneği, sarsıntı önleyici dijital görüntü sabitleme, coğrafi etiketleme, yüz algılama, gülümseme yakalama gibi birçok özelliğe sahipti.
Kamera arayüzü dokunmatik kullanıma göre optimize edilmişti. Otomatik odaklama ayarlarının vizörde görünmemesi ise tek şikayetimizdi.
Kamera, fotoğrafları oldukça hızlı çekiyordu. Bu da fotoğraf çekmeyi çok keyifli hale getiriyordu.
Ancak çektiğiniz fotoğrafı önizlemek biraz zahmetliydi. 'Oynat' düğmesine basmak galeriyi açıyor ve içindeki tüm fotoğrafları gösteriyordu. Bu nedenle çektiğiniz son fotoğrafa kaydırmanız gerekiyordu.
Samsung S8300, M8800 Pixon ile aynı kamera modülünü kullanıyordu. Ancak yazılımsal ince ayarlar bir fark yaratıyordu. S8300, Pixon'a göre biraz daha doygun renkler üretiyordu.
Cihazlar tarafından çekilen resimlerdeki gürültü seviyeleri eşit görünüyordu. Ancak S8300 UltraTOUCH, Pixon'dan biraz daha fazla ayrıntı çözüyordu.
Genel olarak Samsung S8300 kamera sonuçlarından çok memnunduk.
Video kaydı da gördüğümüz en iyiler arasındaydı. Saniyede 30 kare hızında D1 video kaydedebiliyordu.
S8300 ayrıca QVGA çözünürlükte 120 fps'de çekilen ağır çekim video kaydedebiliyordu. Ancak video kalitesi çok iyi değildi.
Alternatif hızlandırılmış video kayıt modu VGA video çekiyordu. Hızlandırılmış sonuç gerçekliğinden 16 kat daha hızlıydı.
Bağlantı: Samsung S8300, dört bantlı GSM desteğiyle bir dünya gezginiydi. Ancak 3G kapsamı küresel değildi. Sadece 900/2100 bantlarını destekliyordu. Telefon, 7.2Mbps'ye kadar HSDPA ve 3G kapsamı olmadığında EDGE'yi destekliyordu.
Bluetooth da mevcuttu ve A2DP'yi destekliyordu.
MicroUSB yuvası da oldukça hoşumuza gitti. Samsung M8800 Pixon'da bulunan özel yuvadan çok daha popülerdi. Telefonu yığın depolama modunda veya PC suite modunda bağlayacak şekilde ayarlayabiliyordunuz.
Yığın depolama modunda hafıza kartına erişim sağlıyordunuz. Ancak dahili belleğe erişim sağlayamıyordunuz ve bu moddayken telefonu kullanamıyordunuz.
Web tarayıcısı çok iyiydi ve dokunmatik ekran sayesinde sayfalarda gezinmek kolaydı. Ancak önemli bir eksiklik olan WiFi'nin olmaması, S8300'ün diğer dokunmatik telefonlara karşı rekabet gücünü azaltıyordu. Bunun yerine 3G üzerinden internete bağlanmak zorundaydınız.
Samsung S8300, Samsung Pixon gibi harika bir web tarayıcısına sahipti (NetFront 3.5).
Web tarayıcısı, sayfaları hem dikey hem de yatay modda iyi bir şekilde oluşturuyordu.
Yakınlaştırmak ve uzaklaştırmak için ses tuşlarını kullanabiliyordunuz.
Ekranda parmağınızı kaydırarak sayfayı kaydırabiliyordunuz. Kaydırma işlemi biraz yavaştı.
Zaman Yönetimi: Samsung S8300'de bir dizi kullanışlı zaman yönetimi uygulaması bulunuyordu.
Takvim, günlük, haftalık ve aylık olmak üzere üç görünüm sunuyordu.
Alarm oldukça özelleştirilebilirdi. Her biri özel zil sesi, ses düzeyi, tekrarlama günleri ve adı gibi yapılandırılabilir seçeneklere sahip 10 adede kadar alarm ayarlayabiliyordunuz.
Samsung S8300'ün hesap makinesi çok basitti. Diğer düzenleyici teklifleri arasında ses kaydedici, dünya saati uygulaması ve birim dönüştürücü yer alıyordu. Ses kaydedici 60 dakikaya kadar kayıt yapabiliyordu. Sporcular için geri sayım sayacı ve kronometre kullanışlı olabilirdi.
Ayrıca görevler ve notlar almak için yapılacaklar ve not uygulamaları da vardı.
Video düzenleyici de bahsetmeye değerdi. Hem bir video hem de bir ses parçası içeriyordu. Ancak video parçasına birden fazla video ekleyebilirken, ses parçasına yalnızca bir ses dosyası ekleyebiliyordunuz. QVGA çözünürlüğe kadar video dosyalarını içe aktarabiliyordunuz.
Son olarak Samsung S8300, Word, Excel, Powerpoint ve PDF dosyalarını destekleyen bir ofis belge görüntüleyicisiyle birlikte geliyordu.
GPS: Samsung S8300, yerleşik bir GPS alıcısıyla birlikte geliyordu. Ancak beta sürümünde gördüğümüz Samsung Mobile Navigator (Route66 ürünü) yoktu. Yerine Google Haritalar aracılığıyla bazı küçük Google entegrasyonları vardı.
Sesli yönlendirme özelliği sunmuyordu.
Oyunlar: Samsung S8300, yalnızca bir dizi deneme oyunu sunuyordu. Oyunlar demo sürümüydü.
Oyunlar bölümünde deneme olmayan tek şey, yerleşik ivmeölçeri kullanan iyi bilinen Tumbling dice uygulamasıydı.
Sonuç:
Samsung S8300, kamera özelliğiyle öne çıkan mükemmel görünümlü bir cihazdı. Fotoğraflar en iyiler arasındaydı, videolar mükemmeldi.
TouchWiz güzel bir dokunmatik arayüzdü ve birçok işlevsellik sunuyordu. Ancak donanım bazen yazılımı çalıştırmakta zorlanıyordu.
Bunun dışında S8300 ile ilgili her şey harikaydı. AMOLED ekran çarpıcıydı, tarayıcı özellikli telefonlarda olabildiğince iyiydi (flaş desteği oldukça nadirdi). Müzik ve video oynatıcılar mükemmel performans gösteriyordu. Hatta bir belge görüntüleyici bile vardı.
Ancak yavaş donanım genel deneyimi engelliyordu ve Wi-Fi'nin olmaması halka açık noktalardan ücretsiz internet kullanma şansını ortadan kaldırıyordu. Tam sürüm oyunlara sahip olmadan yaşayabilirdik. Ancak navigasyon yazılımını çıkarma kararı, telefonun en büyük varlıklarından biri olabilecek bir özelliği ortadan kaldırıyordu.
**Editörün Notu:**
Samsung S8300 UltraTOUCH, çıktığı dönemde gerçekten etkileyici bir cihazdı. Dokunmatik ekranı, şık tasarımı ve gelişmiş kamera özellikleriyle dikkat çekiyordu. Ancak günümüz akıllı telefonlarının sunduğu özellikler ve performans düşünüldüğünde, S8300'ün artık nostaljik bir değere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Yine de, o dönemin teknolojisine meraklı olanlar veya basit bir dokunmatik telefon arayanlar için hala bir seçenek olabilir. Benim teknoloji editörü olarak tavsiyem, günümüz şartlarında daha güncel ve gelişmiş bir cihaz tercih etmeniz olacaktır.
Kıyaslamaya devam edin.
Bu telefon için henüz hiç yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yap!