Samsung Infuse 4G: Dev Ekran, Küçük Güç

Samsung, "büyük daha iyidir" anlayışıyla ABD pazarına bomba gibi bir telefonla giriş yapmıştı: Infuse 4G. 4.5 inçlik Super AMOLED Plus ekranıyla o dönemde rakiplerinin önüne geçmeyi hedefliyordu. Peki, bu iddialı telefon beklentileri karşılayabilmiş miydi? Yıllar sonra, bir teknoloji editörü gözüyle inceleyelim.

Devasa Ekran, Zarif Tasarım (Neredeyse)

İnceleme yazısındaki gibi, 4.5 inçlik Super AMOLED Plus ekran gerçekten etkileyici. O zamanlar için olağanüstü bir çözünürlük ve renk kalitesi sunuyordu. Ancak, ince gövdesi ve hafifliği göz önüne alındığında, bu ekranın boyutuna rağmen cihazın ergonomik olması oldukça başarılıydı. Elbette tek elle kullanımı zorlayıcıydı, ancak Samsung'un bu konuda elinden gelenin en iyisini yaptığı aşikardı.

Metal çerçeve eksikliği biraz hayal kırıklığı yaratıyordu. Plastik gövde, kalite hissiyatını düşürüyordu. Ama yine de, inceliğine rağmen cihazın dayanıklı olduğunu belirtmek gerek. Aynı dönemin diğer telefonlarıyla kıyaslandığında, Samsung Infuse 4G'nin tasarım açısından oldukça başarılı olduğunu söyleyebilirim.

Performans: Beklentilerin Altında

Bu telefonun en büyük zaafı performansıydı. Tek çekirdekli işlemcisi, o dönemde bile yetersiz kalıyordu. Günümüz standartlarına göre ise inanılmaz derecede yavaş. Yüksek çözünürlüklü ekranı beslemekte zorlanıyor, uygulamaların açılış süreleri uzundu ve genel kullanım deneyimi akıcı değildi. Samsung'un daha güçlü bir işlemci kullanmaması büyük bir hata olmuştu.

Yazılım tarafında ise, TouchWiz arayüzünün o dönemki sürümü, günümüzün akıcı arayüzlerine kıyasla oldukça yavaş ve kaba hissettiriyordu. Android 2.2 (Froyo) işletim sistemiyle gelen telefon, daha sonra Gingerbread güncellemesi aldıysa da, bu performans sorunlarını tamamen ortadan kaldırmaya yetmemiştir.

Kamera ve Diğer Özellikler

8 megapiksel kamerası o dönem için iyiydi, ancak günümüzün standartlarına göre ortalama kalıyordu. Video kaydı 720p çözünürlükte gerçekleştirilebiliyordu. Kablosuz bağlantı seçenekleri (Wi-Fi, Bluetooth) yeterli düzeydeydi. MHL desteği ise o dönem için artı bir puandı.

Pil ömrü ise, yoğun kullanımda bir günü ancak çıkarıyordu. Bu durum, büyük ekran ve yetersiz işlemci kombinasyonunun bir sonucuydu.

Sonuç: Nostaljik Bir Dev

Samsung Infuse 4G, dev ekranı ve o dönem için güzel tasarımıyla dikkat çeken bir telefondu. Ancak performans ve yazılım konularındaki eksiklikleri, onu uzun vadeli bir başarı hikayesine taşımaya yetmedi. Günümüzde nostaljik bir değer taşısa da, teknoloji meraklıları için bir koleksiyon parçası olarak daha cazip.

Bugün baktığımızda, Infuse 4G'nin en büyük başarısının, daha güçlü Galaxy S II'nin piyasaya çıkışını bekleyen bir köprü görevi görmüş olması olduğunu düşünüyorum. Bir nevi, Samsung'un o dönemdeki stratejisinin bir parçasıydı diyebiliriz.

Kıyaslamaya devam edin.