Apple iPhone XS Max

iPhone XS Max İncelemesi: Beklenen 'Plus' mı, Yoksa Sadece Pahalı Bir Şaka mı?

Merhaba Kıyaslasana okurları! iPhone X sadece Apple için bir milat değildi; aynı zamanda gelecek nesil iPhone'ların üzerine inşa edileceği bir temel taşı oldu. O yıldönümü telefonu herkesi büyülemiş olsa da, ilk heyecan geçtikten sonra birçok teknoloji tutkununun dilinde aynı istek vardı: "Keşke bir de Plus modeli olsaydı!" İşte Apple, bu sene o "yanlışı" iPhone XS Max ile düzeltiyor. İtiraf edelim, iPhone XS incelemesinde isimle ilgili tüm esprilerimizi tüketmiştik. Ama Apple'ın "iPhone XS Max" ismini bulması, herhalde en büyük şakanın kendisi. İki harf, ama biri Roma rakamı... Buna alıştık diyelim. Peki ya XS'ten sonra gelen o "Max" eki? Sanırım bu dünyanın her yerinde gülümsemeyle karşılanan bir durum. Ancak ismini bir kenara bırakırsak, iPhone XS Max, bir "X Plus" isteyen herkesin hayallerinin gerçeğe dönüşmüş hali. Karşımızda devasa 6.5 inçlik çerçevesiz OLED bir ekran, gezegendeki en hızlı mobil yonga seti, geliştirilmiş bir çift kamera, daha güçlü hoparlörler ve bir iPhone'da bugüne kadar görülen en büyük batarya var. Standart iPhone XS, mevcut bir iPhone kullanıcısını yükseltme yapmaya ikna edecek kadar büyük yenilikler sunmuyor gibiydi. Fakat Max, tamamen farklı bir hikaye. Eğer büyük ekranlı bir iPhone X hayal ediyorsanız, muhtemelen çoktan ön siparişinizi vermiş, kargo takip numaranızı bekliyorsunuzdur. Kimse daha büyük bir iPhone'un daha ucuz olacağını beklemiyordu. Ama iPhone XS Max sadece bugüne kadarki en pahalı iPhone değil; şu an piyasadaki en pahalı akıllı telefon. Ve tüm beklentilerin aksine, bu durum Apple hayranlarını caydırmak yerine daha da kamçılamış olacak ki, iPhone XS Max, küçük kardeşi XS'ten katbekat daha fazla satıyor. Neyse, lafı fazla uzatmayalım. Apple iPhone XS Max ofisimizde, bakalım bu kadar gürültü ne için koparılıyormuş.

Kutu İçeriği: Maksimum Telefon, Minimum Cömertlik

Apple, XS serisiyle birlikte yeni bir "Altın" rengi tanıttı. Bu renk, bir XS'i standart bir X'ten ayıracak en belirgin özellik. Elbette XS Max'in böyle bir yardıma ihtiyacı yok, boyutu zaten yeterince ayırt edici bir imza. Ama bu yeni rengi size göstermek için biz yine de altın renkli modeli tercih ettik. Telefonun kendisi piyasanın sunabileceği en iyi özellikleri barındırıyor: en hızlı çip, en iyi ekranlardan biri, sınıfının lideri hoparlörler ve amiral gemisi seviyesinde bir kamera deneyimi. Bunları zaten biliyoruz. Peki ya kutu? İşte burası, işlerin biraz can sıktığı yer. Bu telefon "Max" ismini hak ediyor olabilir, ancak perakende paketi bir amiral gemisi için fazlasıyla "eXtra Small" (XS) kalıyor. Tıpkı küçük kardeşi gibi, XS Max'in kutusundan da şunlar çıkıyor:

• Apple'ın 5W'lık komik bir şarj adaptörü.
• Bir adet Lightning kablo.
• Bir çift EarPods kulaklık.

Ve... bu kadar. Evet, yanlış okumadınız. iPhone XS Max hem kablosuz şarjı hem de hızlı kablolu şarjı destekliyor, ancak kutusundan çıkanlarla bu iki özellikten de faydalanmanız imkansız. Apple bu yıl ayrıca 3.5mm-Lightning adaptörünü de kutudan çıkarmış. Eğer eski kulaklıklarınızı kullanmak isterseniz, o adaptörü de ayrıca satın almanız gerekiyor. İyi haber şu ki, telefon tüm Qi sertifikalı kablosuz şarj cihazlarıyla uyumlu, yani piyasada bolca seçenek var. Kötü haber ise, eğer hızlı kablolu şarjdan faydalanmak isterseniz, hem hızlı şarj adaptörünü hem de USB-C - Lightning kablosunu ayrıca Apple'dan satın almanız gerekiyor. Bu da Türkiye şartlarında cebinizden ekstra yüzlerce lira çıkması demek. Hoş geldiniz!

Peki Apple Bunu Neden Yapıyor?

Apple'ın en pahalı telefonunun kutusuna neden bir hızlı şarj cihazı koymadığı konusunda hepimiz hemfikiriz: Bu kabul edilebilir bir durum değil. Ancak bunun arkasında oldukça mantıklı bir açıklama olabilir. Çok basit: Apple, sizin iPhone'unuzu hızlı şarj etmenizi istemiyor olabilir. Rakiplerinin aksine Apple, VOOC gibi özel ve bataryayı koruyan bir hızlı şarj teknolojisine sahip değil. Standart USB-C Power Delivery (PD) standardını kullanıyor. Bu tür bir şarj yöntemi, uzun vadede bataryanın toplam ömrünü kısaltma potansiyeline sahip. Belki de Apple, milyonlarca kullanıcının telefonlarını her gün batarya sağlığını potansiyel olarak düşürecek bir yöntemle şarj etmesini önlemek ve uzun vadeli kullanıcı memnuniyetini korumak için bu "cimri" görünen yolu seçiyordur. Bu sadece bir teori elbette, ancak üzerinde düşünmeye değer. Yine de sonuç değişmiyor: Dünyanın en pahalı telefonunu alıp, temel bir özellik olan hızlı şarj için ekstradan ciddi bir para ödemek zorunda kalmak, 2018 yılında kabul edilebilir bir pazarlama stratejisi değil.

Kıyaslamaya devam edin.