Apple iPhone XS

iPhone XS İncelemesi: Aynı, Ama Farklı... ve Daha Pahalı

Aynı. Ama farklı. Ama yine de aynı. Apple, özellikle "S" serisi iPhone'lar ile bu tanımın ustası olduğunu yıllardır kanıtlıyor. Her "S" yılında bildiğimiz, sevdiğimiz kasayı alıp içine geleceğin teknolojisini sığdırıyor. Anlaşılan o ki, Apple'ın bu döngüde bir türlü başaramadığı tek şey, akıllıca isimlendirme yapmak. Daha da kötüsü, iPhone XS, muhtemelen tarihin en kötü etiketlenmiş telefonu olarak tarihe geçebilir. İki harf ama biri aslında bir Roma rakamı. Ne yanlış gidebilirdi ki? İster sevin ister sevmeyin, iPhone XS artık aramızda. Ve eğer Apple'ın bir önceki yıldan daha kötü bir telefon yapacağından şüphe duyanınız varsa, o şüpheleri bir kenara bırakın. Karşımızda bugüne dek yapılmış en iyi iPhone duruyor. En hızlısı, en şık olanı, en sağlamı, en lüksü, en yeteneklisi ve evet... en pahalısı. Yine de tüm bunlara rağmen o, geçen yılki iPhone X ile neredeyse aynı telefon. Ama artık altın rengi seçeneği var, böylece insanlar farklı olduğunu anlayabilir, değil mi?

S'in Anlamı: Hız ve Gelecek

Şakayı bir kenara bırakırsak, Apple evreninde "S" her zaman Speed, yani Hız anlamına geldi. iPhone XS de bu geleneği yeni nesil bir canavarla sürdürüyor: A12 Bionic çip. Bu çipin en büyük olayı, piyasada son kullanıcıya ulaşan ilk 7 nanometre üretim teknolojisiyle üretilmiş olması. Peki bu bizim için ne anlama geliyor? Rakamlarla konuşacak olursak, bir önceki nesle göre %15 daha hızlı bir işlemci ve tam %50 daha hızlı bir grafik performansı. Fakat A12 Bionic'in asıl yıldızı, saniyede 5 trilyon işlem yapabilen ikinci nesil "Neural Processing Unit" yani yapay zeka motoru. Bu, özellikle makine öğrenimi ve artırılmış gerçeklik gibi geleceğin teknolojileri için devasa bir sıçrama demek. Telefonunuzun sizi daha iyi tanıması, fotoğraflarınızı daha akıllıca işlemesi ve uygulamaların daha önce mümkün olmayan şeyler yapabilmesi tamamen bu güç sayesinde. Yani XS'e yapılan yatırım, sadece bugünün hızına değil, biraz da yarının potansiyeline yapılmış bir yatırım.

Kamerada Nihayet "O An" Geldi Mi?

Apple, ana kamerada da bu yıl önemli adımlar atmış. Daha büyük piksellere sahip yepyeni bir sensör, yeni bir sinyal işlemcisi, Smart HDR, çekimden sonra ayarlanabilen alan derinliği (bokeh) ve videolarda stereo ses kaydı! Evet, belki biraz abartıyor gibi görünebiliriz ama Apple'ın nihayet Android cephesindeki en iddialı kamera telefonlarının bazı yeniliklerini yakaladığını görmek güzel. Smart HDR, özellikle zorlu ışık koşullarında (örneğin arkadan güneş vuran portreler) harika iş çıkarıyor ve detay kaybını minimuma indiriyor. Portre modunda artık fotoğrafı çektikten sonra galeriden arkaplan bulanıklığının seviyesini değiştirebilmek ise oyunun kurallarını değiştiren bir esneklik sunuyor. Kağıt üzerinde megapiksel gibi değerler aynı kalsa da, A12 Bionic'in işlem gücü sayesinde gerçek hayatta elde edilen sonuçlar iPhone X'e göre fark edilir derecede daha iyi.

Diğer İyileştirmeler

A12 Bionic çip ve yeni ana kamera dışında iPhone XS'in sunduğu başka güzellikler de var:

• Ön kamerada artık dijital video stabilizasyonu var; selfi videolarınız daha sarsıntısız.
• Stereo hoparlörlerin ses çıkışı daha geniş ve güçlü.
• Daha hızlı LTE bağlantısı ve ülkemizde de yavaş yavaş yaygınlaşan e-SIM teknolojisi sayesinde Çift SIM desteği.
• Suya ve toza karşı daha gelişmiş dayanıklılık (IP68).
• Apple'ın iddiasına göre bir akıllı telefondaki en sağlam cam paneller.

Değişmeyenler: Bir "Déjà Vu" Hissi

Peki nelerin aynı kaldığını merak ediyorsanız, liste oldukça tanıdık: Tasarım ve genel görünüm, çentikli OLED ekran, telefoto lensin donanımsal özellikleri, Face ID sistemi ve batarya kapasitesi... Hepsi geçen yılki modelle birebir aynı. Bu durum, özellikle bir iPhone X sahibinin aklını "yükseltmeli miyim?" sorusuyla fena halde karıştırıyor. Cevap ise pek basit değil.

Kutu İçeriği: Premium Fiyata Cimri Paket

İşte burada editör şapkamızı takıp biraz sinirlenmemiz gerekiyor. iPhone XS'in kutu deneyimi, yıllardır pek değişmediği gibi bu yıl bir adım geriye gitmiş. Telefonun kutusundan Apple'ın meşhur (ve gülünç derecede güçsüz) 5W şarj aleti, bir Lightning kablosu ve bir çift EarPods kulaklık çıkıyor. Ama bu yıl Apple, 1000 doları aşan bir telefonun kutusuna 9 dolarlık Lightning-3.5mm kulaklık jakı adaptörünü koymaya tenezzül etmemiş. Evet, yanlış duymadınız. Eğer eski kablolu kulaklığınızı kullanmak isterseniz, o minik adaptörü artık ayrıca satın almanız gerekiyor. Cidden mi Apple? Yani Apple, telefonlarını daha "premium" ve "lüks" olarak konumlandırırken, kutu içeriğini tam tersi yönde buduyor. Eğer telefonunuzun desteklediği hızlı şarj özelliğinden faydalanmak isterseniz, hem daha güçlü bir adaptörü hem de uyumlu kabloyu ayrıca satın almak zorundasınız. Bu da size ekstradan ciddi bir maliyet demek. Haa, bir de Apple'ın kablosuz şarj matı AirPower vardı, değil mi? Ah, pardon, yoktu. Apple, aylarca reklamını yaptığı o ürünü bir türlü çalıştıramadı (söylentilere göre aşırı ısınma sorunları yüzünden) ve sessiz sedasız tüm sitelerinden kaldırdı. Bu da bir yöntem tabii, ama internet unutmaz.

Sonuç: Yükseltmeye Değer Mi?

iPhone XS, sunduklarıyla göz kamaştıran bir cihaz. Yeni çipset ve gelişmiş ana kamera en çok öne çıkan özellikleri. Ancak çoğu zaman bu iki özellik, elinde zaten çok güçlü olan bir iPhone X tutan kullanıcı için yeterli bir yükseltme sebebi değil. Apple da muhtemelen bunun farkında. Fakat daha eski bir iPhone modelinden (iPhone 6s, 7 veya 8 gibi) geçiş yapmayı düşünüyorsanız, aradaki fark gece ile gündüz gibi. iPhone XS'in sunduğu hız, akıcılık, kamera kalitesi ve premium hissiyat sizi bambaşka bir dünyaya taşıyacak. Elbette fiyatı göz ardı edilemeyecek kadar yüksek. Belki de bu noktada, bir ay sonra piyasaya çıkacak olan biraz daha uygun fiyatlı kardeşi iPhone XR'ı beklemek daha mantıklı bir seçenek olabilir. iPhone XS, şüphesiz paranın satın alabileceği en iyi iPhone. Ancak bu güce sahip olmak için ödemeniz gereken bedel ve kutudan çıkan hayal kırıklığı, satın alma kararını her zamankinden daha zor hale getiriyor.

Kıyaslamaya devam edin.